Kızılay Batman Şube Müdürü Dr. Hakkı İpek, kan bağışıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar gibi toplumda doğru bilinen yanlışlar bulunduğunu açıkladı.

Kızılay Batman Şube Müdürü Dr. Hakkı İpek, İlke Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunarak, Kızılay tarafından yürütülen ‘Güvenli Kan Temini' projesi çerçevesinde gönüllü, güvenli ve düzenli kan bağışçılarına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Ayrıca toplumda kan bağışıyla ilgili doğru bilinen yanlışları açıkladı.

"Kan vermek kilo aldırmaz"

Vatandaşlar arasında kan bağışı konusunda doğru bilinen yanlışlara değinen İpek, "Kan verdikten sonra iştahım açıldı, çok kilo aldım gibi bir yanılgı da var. Bu yanılgı da bilimsel olarak araştırılmış fakat ispatlanamamış bir yanılgıdır. Evet, kişiler kan verdikten sonra, vücudumuzdan belli bir miktar sıvı alıyoruz. O, sıvının içerisinde de şeker de vardır. Aldığımız sıvı sizin ilk birkaç saat susuzluğunuzu arttırabilir ve ilk bir haftada da iştahınızda küçük bir artış olabilir. Ben de kan bağışçısı olmama rağmen herhangi bir kilo alma durumum gerçekleşmedi." dedi.

"Benden kan aldınız, kanım bitti"

Toplumda başak bir yanılgının da olduğunu belirten İpek, "Benden kan aldınız, kanım bitti. öyle bir şey de yok. Daha önce de söylediğim gibi sağlıklı bir insanın vücudunda 5 ila 6 litre arasında kan var. Kanınız bitmeyecektir. Kemik iliğiniz çalıştığı sürece kanınız bitmeyecektir." şeklinde konuştu.

İpek, Türkiye'de sağlık güvencesi olan herkes Kızılay'ın temin etmiş olduğu kan ürünlerinden ücretsiz bir şekilde yararlanabileceğini, toplumda kanımı parayla satıyorlar gibi yanlış bir algı olduğunu belirtti.

"Kan veren kişi sayımı her geçen gün artıyor"

Eskiden kan bulmak için yapılan anonsların çok fazla olduğunu belirten İpek son olarak, "Belediyelerden anonslar yapılırdı. Uzun bir süredir bu anonsları duymuyoruz. Çünkü bizler gece gündüz hem dışarda hem de içerde kan bağışçısı arıyoruz ve kan veren kişi sayımızda her geçen gün artıyor ama yeterli değil. Batman duyarlı bir şehir ama yeterince duyarlı değil. Batman şuanda kendi kanını karşılamıyor diyebiliriz. İnşallah ilerleyen zamanlarda hem bizim çalışmalarımızla, hem de toplumda oluşacak farkındalıkla bu eğilim daha da artacaktır." dedi.